Vücudunuzdaki stresi nasıl tanıyabilir ve azaltabilirsiniz?
  • 03 Aralık 2020
  • 302

Çalar saatiniz çalmadı ve şimdi 9:00’daki online toplantınıza geç kaldınız; hepimizin başına böyle bir vaziyet geldi ve bir dereceye kadar kısa müddetli stres yaşadık. Fakat stres reaksiyonumuz devam etmeyi sonlandırmazsa ne olur? Kısa vadeli stres faydalı olabilse de günümüz dünyasında adrenallerimiz aşırı hız yaparken, çoğumuzun daimi olarak çenesini sıkar bir şekilde yaşaması alışılmadık bir durum değildir.

Çoğu insan aşırı stresli olmakla beraber yetersiz besleniyor; bu da sistemimizde kronik yıpranma ve aşınmaya, pozitif şekillerde uyum sağlama becerisinin azalmasına ve zihni sıhhat konusunda anksiyete, çöküntü ve tükenmişlik gibi daha fazla balans meseleleri yaşanmasına sebep oluyor.

Kolayca dile getirmek gerekirse stres, enerjimizin o anda verme kapasitemizden daha fazla alan için istemesiyle olan bir reaksiyondur. Ve tüm stres türleri kötü olmasa da çevrede yoğun duygular, travma, suçluluk ve kızgınlık taşımak, vücudumuza ve iyilik halimize zarar verir ve bu da uzun vadeli neticelere sebep olabilir.

İyi Stres ve Kötü Stres

Akut stres olarak da bilinen kısa müddetli stres, olumlu ve hem de sağlıklı olabilir. Tehlikeli bir durum veya son teslim tarihine iş yetiştirme gibi asabi, korkmuş, kızgın veya gergin hissetmenize kapı aralayabilen rastgele bir olay veya duygu ile ilgili yardımcı olabilir.

Hem de akut stres iyileştirilmiş bağışıklık işlevi, artan kalp hızı, vücutta daha iyi oksijenasyon olması, daha iyi bellek, odaklanma ve dikkat gibi şeyler dahil olmak üzere kısa vadeli zorlukları ve farklıkları tesirli bir şekilde yönetme kabiliyetimizin çoğunu geliştirir. Ancak, gerçek olan veya öyle idrak eden tehdit takriben 30 dakikadan daha uzun sürerse veyahut bunu çözmek için uygun bir tedbir alamazsak, kronik stres tepkisi döngüsü devreye girer.

Uzun müddetli olan ve beyin tarafından daimi olarak devam eder şekilde idrak eden kronik stres, dinlenmeden, iyileşmeden ve onarım olmadan uzun müddet bu kadar yüksek enerji çıkışını savunamayacağımız için başlangıçta faydalı olan stresi zarar veren hale getirir. 

Stres, vücudun içinde nasıl sıkışıp kalır?

Herkes kronik stresle değişik bir şekilde başa çıkar ve çoğu kez bu istenmeyen duyguları zorla reddedip bastırarak şuurumuzdan çıkarmaya çalışırız. Fakat onları ne kadar uzun süre meblağsak, fiziksel bedenlerimizde bir şekilde ortaya çıkmaları o kadar muhtemel olur.

Zihin ve beden iç içedir. Sözgelimi, zihin stresi idrak ettiği vakit vücudun savaş ya da kaç reaksiyonu devreye girer. Kronik stres durumunda vücudun kardiyovasküler, nörolojik ve bağışıklık sistemleri üzerinde negatif tesirleri olan hormonlar salgılanır.

Vücudumuzun ve zihnimizin sağlıklı kalması için, içimizdeki duygu ve enerjinin sürekli bir “akış” içinde olması gerekir. Stres ve duygular doğru bir şekilde işlenmediğinde, bu enerjinin gidecek yeri olmaz ve kelimenin tam manasıyla vücutta sıkışır, yoğunlaşır ve durgunlaşır. Daha ciddi durumlarda diyabet, kanser, kalp hastalığı ve Alzheimer gibi hastalıklara sebep olabilir.

Bu gerçekleşenlerin çoğunun, beyinde ve sinir sisteminde olan yine yapılandırma ve giderek yorulan bağışıklık işlevi gibi uyum sağlama süreçlerimizin kronik bir şekilde aşırı kullanılması ile alakası vardır. Bunu beyindeki ve vücuttaki yapısal, işlevsel ve kimyevi farklıklarda görebiliriz. Kronik stres, vücutta halihazırda yanlış olan şeyleri sıklıkla harekete geçiren inflamatuar belirteçler içerir. Yeniden de bunların hayatta kalmak ve gelişmek için ihtiyaç duyduğumuz sağlıklı süreçler olduğunu, ancak bunları aşırı kullanmamız ve kronik olarak artan stres durumlarımız sebebiyle yetersiz bir şekilde iyileşmemizin olası olduğunu söylemek gerekir.

Stres, vücutta nerede sıkışıp kalır?

Eklemlerde katılık, gerginlik, tıkanmalar, artan iltihaplanma, sindirim rahatsızlığı, azalmış bağışıklık işlevi veya diğer semptomlar şeklinde belirtiler ortaya çıkabilmekle birlikte kontrol edilmeyen kronik stres, eklemler, dokular ve uzuvlar dahil olmak üzere çeşitli alanlarda vücudumuzda sıkışıp kalabilir.

Kronik stresin fiziksel tesirlerini hissedebileceğiniz kimi alanlar arasında pelvik taban ve kalçalar, sırt ve omuzlar, çene ve boyun, mide ve bağırsak ve bağışıklık sistemi bulunmaktadır. Kronik stres beyni ve sinir sistemini de zorlayarak kısa vadede yararlı ancak uzun vadede tehlikeli olabilecek şekillerde strese uyum sağlamalarına kapı aralayabilir. Bu bilişsel yine yapılandırma, beynimizdeki kortikal varlığın, başka bir deyişle problem çözmemize, mantıklı ve mantıklı düşünmemize ve başkalarıyla iyi işbirliği yapmamıza yardımcı olan yapının gücünün ve işlevinin azalmasına kapı aralıyor. Bu arada beyindeki korku merkezlerini ve negatif duygusal reaksiyon örüntülerini de güçlendiriyor ve harekete geçiriyor.

Vücuttaki stresle nasıl başa çıkılır?

Sıhhatli bir hayat sürmek için stresi serbest bırakmak zihni, fiziksel ve duygusal sıhhatimiz için hayati bir ehemmiyet taşımaktadır. Bununla beraber en ehemmiyetli olan sual şudur: Stres vücutta sıkışırsa onu nasıl serbest bırakacağız? Neyse ki vücuttaki stresle baş faktörün pek çok yolu bulunuyor.

Yoga: Fiziksel duruşlar, kontrollü soluk alma ve hareketli meditasyonun kombinasyonu, tansiyonu ve kalp atış hızını düşürmeye yardımcı olarak stresi serbest bırakmak için mükemmel bir ortam sağlar. Yoga, bir şeylerin güvenli bir şekilde ve zorlanmadan ortaya çıkması için ihtiyaç duyulan şartları yaratmanın bir yoludur. Böylelikle bu şeylerle karşılıklı oturabilir, onlarla tanışabilir ve nezaket ve uysallık içinde yolumuza gidebiliriz. 

Egzersiz yapmak: Egzersiz, stresi azaltmanın ve sonrasında deşarj olmanıza yardımcı olan en yaygın yoldur. Adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının düzeyini düşürür ve vücudun ruh halini natürel olarak yükselten endorfinleri uyarır.

Bilişsel-davranışsal yetenekler uygulamak: Beynin temelinde duyuları yatıştıran ve ritmik nefes alma örüntüsü geliştiren tekniklerle vücudu ve sinir sistemini sakinleştirmemiz gerekir. Araştırmalar, dakikada yaklaşık altı defa nefes almanın veya nefes alırken beşe kadar ve nefes verirken beş ya da altıya kadar saymanın, gevşeme tepkimizden mesul olan parasempatik tepki sistemini harekete geçirebileceğini göstermektedir.

Duyulara yönelik ipuçları: Uçucu yağlar, ılık su, masaj, ummanın sakinleştirici sesini dinlemek, ağırlıklı battaniye kullanmak ve yavaş fiziksel aktiviteler de beyin ve sinir sisteminin temelini sakinleştirmeye yardımcı olabilir.

Şuurlu farkındalık uygulamak: Bilhassa zor vakitlerde beynin merak merkezlerinin alakasını çekmek için kendimize iyi sualler sormamız ehemmiyetlidir. Merak etmemiz, bir şeyi düzeltme ihtiyacının yarattığı baskıyı azaltır ve hayatı öğrenilecek bir deney olarak görmemizi sağlar. Yararlı olacak sorular arasında şunlar bulunabilir: “Bugün ne için minnettarım?” ya da “Şu anda kolay bir şekilde başka bir insanın işine nasıl yarayabilirim?”

Dinlendirici uyku: Stres ve kötü uyku, vücudunuz stresli olaylardan kurtulmak için zamana ihtiyaç duyduğundan dolayı vücudunuzda daha fazla strese sebep olan bir kısır döngü yaratabilir. Uzmanlar, yetişkinlerin her gece en az yedi ila dokuz saat dinlendirici uyku sürmeleri gerektiğini söylüyor.

Dünyada şu anda sosyal ve fiziksel mesafe uygulanıyor olsa da bu, sosyal olarak irtibatımızı kesmemiz gerektiği mananına gelmiyor. Araştırmalar fiziksel sıhhatimiz için izole hissetmenin, sigaradan daha kötü olduğunu gösteriyor. Bununla beraber başkalarına bağlı hissetmemize yardımcı olacak taktikler uygulamak, daha mutlu hissetmemize ve dolayısıyla stresi azaltmamıza yardımcı olabilir.

Minnettar hissettiğiniz bir şeyi veya birini düşünmek, kendinize şefkat ve minnettarlık göstermek, birine elle yazılmış bir teşekkür kartı göndermek veya nazik bir e-posta yazmak ve yalnızca başkaları için güzel şeyler yapmak dahi stresin kapı araladığı baskıyı azaltan gönül borcu, şefkat ve iyilik duygusunu alana getirebilir.

Vücudunuzdaki stresi nasıl tanıyabilir ve azaltabilirsiniz? yazısı ilk önce Ayşe Tolga İyi Hayat üzerinde ortaya çıktı.

Bu içeriği paylaş