Ortomoleküler Beslenme Nedir? 2021
  • 23 Temmuz 2021
  • 258

Ortomoleküler beslenme, hastalıkların kapı araladığı eksiklikleri gidermek için vücuda besinlerin sağlanmasına dayanan bir rehabilitasyondur. Bu besin destekleri tabii kaynaklardan gelmelidir.

Ispanyalı Ortomoleküler Beslenme Derneği AENTOC’un sözleriyle ortomoleküler beslenme, “hastada hastalık olmamasını teşvik etmeyi ve fertlerin iyi bir sıhhat vaziyetinde yaşamasını sağlamayı” amaçlar.

Kısa bir tarihsel inceleme

Ortomoleküler beslenme yeni bir kavram değildir. 1954 seneninde Nobel Kimya Ödülünü kazanan Linus Pauling, ortomoleküler terimini ilk tanımlayan kişidir.

Dr. Catherine Kousmine ise beslenme desteğine dayalı rehabilitasyonu multipl skleroz, poliartrit ve kimi kanser türleri gibi hastalıkları rehabilitasyon etmek için kullanmıştır. Bugün, Kousmine Vakfı, gayretlerini bu doktorun metodunun eğitimi ve daha da geliştirilmesine adamıştır.

Fransa’da çok sayıda hastayı rehabilitasyon eden takipçilerinden biri de Jean Seignalet’tir. Seignalet, birkaç baskısı olan ve bir hayli dile çevrilmiş olan “La nutrition ou la troisième médecine” (“Beslenme veyahut Üçüncü Tıp”) kitabını yazmıştır.

Ortomoleküler beslenme nasıl çalışır?

çeşitli besinler Ortomoleküler beslenme perhizlerinin tasarımı, hastalıklardan meydana gelen eksiklikleri doğal elementlerle kapatmaktır.

Bu disiplinin temeline göre hastalıklar, vücudumuzun hücrelerimizi etkileyen ve balanssızlıklara kapı aralayan biyokimyasal balanssızlığından kaynaklanır. Hücrelere doğru mikro besinleri sağlayarak, optimal bir balans ve düzgün işleyiş elde ederiz.

Bu, yukarıda gördüğümüz gibi mevcut hastalıkları rehabilitasyon ederek ele geçirilir. Ancak migren, enerji eksikliği ve sindirim meseleleri gibi spesifik olmayan rahatsızlıkları da iyileştirebilir.

Hücrelerimiz için ihtiyaç duyulan olan mikro besinler şunlardır:

  • B grubu, C vitamini veya E vitamini gibi vitaminler.
  • Kalsiyum, magnezyum veya potasyum gibi mineraller.
  • Çok küçük miktarlarda şart olan lityum, bakır veya manganez gibi yapıt elementler.
  • Aralarında L-glutamin, L-arginin veya L-karnitini sayabileceğimiz amino asitler.
  • Omega 3 ve 6 gibi esansiyel yağ asitleri.

Devamını okuyun: Çinkonun Özellikleri ve Faydaları

Ortomoleküler beslenme rehabilitasyonu nelerden oluşur?

Ortomoleküler beslenmeye dayalı rehabilitasyon her vakit kişiye özeldir. Hastanın beslenme vaziyetini değerlendirmekten uzman bir doktor veya terapist sorumludur.

Uzmanlar, bir takım analitik testlerden biyokimyasal dengesizliğin nerede olduğunu, hangi beslenme eksikliklerinin bulunduğunu ve nelerin düzeltilmesi gerektiğini belirleyebilir. Genel olarak, besin desteği kullanımı gereklidir.

İlk tedavi aracı perhizdir. Bu perhizler hücrelere optimal beslenmeyi sağlamayı amaçlar. Çoğunlukla kaliteli proteinlerin, doymamış yağların ve kompleks karbonhidratların alımına dayanırlar.

Bu perhizler bilhassa ilave şekerler, süt ürünleri ve doymuş yağlardan kaçınır. Uzmanlar ayrı olarak çoklukla sağlıklı hayat tarzı yönergeleri önerir. Mesela, fiziksel egzersiz ve iyi dinlenme, stresten kaçınma ve gerekirse diğer alternatif terapilerle tedaviyi bitirirler.

Keşfedin: Ultra İşlenmiş Gıdalar Hücresel Yaşlanmayı Arttırır

Ortomoleküler beslenme medikal sektörden destek alıyor mu?

besinler sunan doktor Ortomoleküler beslenmede gereksinimleri belirleyen ve rehabilitasyon tasarınını hazırlayan bir profesyoneldir.

Bir hayli vaziyette olduğu gibi, perhizler ve terapiler ile ilgili konuştuğumuzda, bu araçların müdafaa edicileri ve kötüleyicileri var. Ortomoleküler beslenmede nasıl bir pozisyon aldıklarını görelim.

Bu tür beslenmenin sınırlamaları

Ortomoleküler beslenmeyi tenkit edenler, bilhassa ispat etmiş ilmi çalışmalara dayanmadığı için onu yeterince emin görmemektedir. Ayrıca vitamin, mineral ve diğer besin maddelerinin kullanımını da sorgularlar.

Bunlar bazen EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı) veya AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI Tıp Enstitüsü gibi kuruluşların resmi olarak önerdiği miktarların çok üzerinde miktarlarda reçete edilir. Ayrıca bu kuruluşlara göre bu kadar yüksek dozlar kısa ve uzun vadede negatif tesirlere kapı aralayabilir.

Krallık Ispanyalı Tıbbı Akademisi, Ispanyalı Diyetisyenler ve Beslenme Uzmanları Derneği veya Amerikan Kanser Derneği gibi tıp ve beslenme sektöründen bir takım kuruluşlar ve sesler, etkinliğine konusunda hiçbir ispat olmadığını öne sürüyor ve onu “para-bilimsel, yanıltıcı ve potansiyel olarak tehlikeli” olarak tanımlıyor.

Ortomoleküler beslenmenin yararları

Diğer taraftan, bu disiplinin müdafaa edicileri için terapötik bir araç olarak besin desteği bir gerçektir. Aslında, ananesel tıp dahi kombine tedavileri kullanır.

Ortomoleküler tıbba adanmış profesyonellere göre, şizofreni, çöküntü, anksiyete bozuklukları ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluklarının tedavisinde pozitif neticeleri destekleyen ispat eder ve tıbbi uygulamalar vardır. Dahası, ortomoleküler tıp ve beslenmenin kullanımı, ananesel rehabilitasyonlara iyi neticelerle eşlik etmiştir.

Ortomoleküler beslenme alaka uyandırıyor

Genel olarak, ortomoleküler beslenme, vücudun tüm sistemlerinin düzgün çalışmasını sağlamak için vücudun biyokimyasını dengelemeye çalışır. Bazı tıp ve gıda uzmanları bunu düzmece bilim olarak tanımlıyor. Ancak zaman geçtikçe hastalıkları iyileştirmek ve önlemek için bir araç olarak dikkat çekici hale geliyor.

Bilimin Desteklediği Baharat Bazlı Dört Rehabilitasyon Bilimin Desteklediği Baharat Bazlı Dört Tedavi Tat ve koku kattıkları için çeşitli yemeklerde baharat kullanırız. Ayrı olarak ağrı ve hastalıklarla savaşmak için baharat bazlı ilaçlar yapılır. Daha fazla oku »

La entrada Ortomoleküler Beslenme Nedir? aparece primero en Sağlığa bir adım.

Bu içeriği paylaş