Serum kullanmadan cildi parlak hale getirmenin az bilinen 3 yolu 2020
  • 18 Aralık 2020
  • 321

Cilt bakımına bütünsel bir bakış açısıyla bakmayı seviyorum. Elbette ki ürünler kullanmanın da ihtiyaç duyulan olduğu vaziyetler var, ancak cilt bakımı yalnızca cildin derinlikleriyle alakalı değil. Neticede cilt sıhhatinin, iyilik halinin diğer pek çok istikametiyle ilgisi var; anksiyete, bağırsak sıhhati ve hem de bağışıklık. Bu yüzden sıhhatli ve balanslı bir hayat tarzı sürdürmek, cildiniz için iyi bir nemlendiriciye yatırım yapmak kadar ehemmiyetlidir.

Cildinizin ışıldamasını etkileyebilecek bir dizi etken bulunuyor ve bunların hepsi elinizin altındaki ürünlerle alakalı değil. Aşağıda, ürün ilave etmeden cilt bakım rutininizi iyileştirmenin üç kolay yolunu bulabilirsiniz.

Soluk alın

Şuurlu olarak nefes alın. Nefesin stresi ve anksiyeteyi etkilediğini biliyoruz. Ancak cilt bakımı için de nefes almak ehemmiyetlidir. Cildiniz, içinizde gördüklerinizi yansıtabilir ve hissettikleriniz, cildinize yansıyabilir. Başka bir deyişle diğer bir söylemle stresiniz, cildinizde ortaya çıkabilir. Bunu muhtemelen biliyorsunuzdur, stresten çıkan sivilcelerle karşılaşmışsınızdır. Ancak birbiriyle yarış halinde olan düşünceleri sakinleştiren uygulamaların, irinli cildi de sakinleştirebileceğini anlamalısınız. 

Hatta cilt ve beyin, aynı embriyonik dokudan türetilmiş olmalarının yanı sıra yakından irtibatlıdır. Deri, beyindekiyle stres hormonları üreten aynı yapıya sahiptir. Mevzubahis sadece vagus sinirini uyarmak olduğunda cilt sıhhati üzerindeki yararlardan söz edebiliriz. 

Nefes alma pratiğinin, oturup ciddi bir şekilde yapacağınız bir uygulama olması koşul değil. Bunu cilt bakım rutininize dahil edin. Yüzünüzü yıkarken veyahut serumunuzu uygularken gözlerinizi kapatın ve derin nefesler alın. Bu, sinir sisteminizi basit bir şekilde sıfırlamanızı sağlayacaktır.

Hareket edin

Egzersiz sonrası cildin ışıldaması diye bir şey var. Görünür yaşlanma belirtilerinin çoğu (ince çizgiler, renk farklığı, gayri muntazam doku gibi), yüksek mitokondriyal oksidatif stresin bir neticesi olarak ortaya çıkar. Egzersizin yararlarından biri, cildin mitokondriyal işlevini tertip etmektir. 2015’te yapılan bir araştırma egzersizle üretilen, mitokondriyal işlevi uyaran ve cilt sıhhati dokusunu iyileştiren kimyevi habercilerin (bilhassa IL-15),  var olduğunu gösterdi. Hücrelerin enerji merkezlerindeki bu artış hasebiyle sadece üç ay içinde kırışıklıklarda azalma olduğu görüldü.

Bunun için hangi egzersizlere odaklanmak gerekir? Yalnızca ayağa kalıp hareket faktörüz dahi bir kazançtır. Bununla beraber bilhassa yoganın cilt üzerindeki tesirine konusunda yapılan araştırmalar bulunuyor. Vücutta fazla şeker olduğunda glikasyon isimi verilen süreç alana gelir. İleri glikasyon son (AGE) ürünleri, kolajene bağlanır ve onu daha sert ve elastik olmayan bir hale getirir. Bunun neticesi olarak kırışıklıklar ve ince çizgiler ortaya çıkar. Yoganın, glikasyon sürecini azalttığı biliniyor.

Ancak tabi ki yoga ve glikasyon süreci arasında net bir irtibat kurabilmek için daha çok araştırma yapılması gerekir. Yeniden de mevcut araştırmaları, elinizden geldiğince hareket faktörüz gerektiğinin bir işareti olarak düşünün. Nasıl hareket ederseniz edin, hiç hareket etmemekten iyi olacaktır.

Cilt için sıhhatli yiyecekler yiyin

Cildiniz sadece sürdüklerinizle alakalı değil, bu arada vücudunuza girenlerle de alakalıdır. Yedikleriniz ruh halinizden bağışıklığınıza, stresinize ve kaygınıza kadar her şeyi etkileyebilir; bu yüzden doğru atıştırmalıkların, ışıltılı bir cilt ele geçirmenize yardımcı olabilmesi şaşırtıcı değil.

Alışveriş sepetinize hangi yiyecekleri ilave etmeniz gerektiği ile ilgili üç şeye dikkat etmelisiniz: Antioksidan, anti-inflamatuar ve düşük şeker içeren yiyecekler. İlk kategoriyle başlayalım. Etrafsal stres etmenlerine maruz kaldığımız için sepetinizi antioksidan itibariyle zengin yiyeceklerle doldurmalısınız. Domates, koyu yapraklı yeşillikler, tatlı patates ve balkabağı (E vitamini doludur) gibi C ve E vitaminleri (cilt sıhhati için büyük antioksidanlardır) içeren meyve ve sebzeleri düşünün.

Anti-inflamatuar ve düşük şekerli yiyecekler açısından konuşacak olursak somon (omega-3 vardır) ve sardalya mükemmeldir. Son olarak kuruyemişlerden bilhassa Brezilya cevizi ve badem, cilt sıhhati açısından ehemmiyetlidir. Brezilya cevizinde selenyum vardır ve selenyumun, tiroit ve cilt onarımı için ehemmiyetli olduğunu biliyoruz. Diğer yandan badem ise yağ asitleri ve antioksidanlar açısından zengindir. Küçük çaplı bir araştırma, her gün badem yemenin menopoz sonrası dönemde kırışıklıkların yoğunluğunu azalttığı neticenini ele geçirmiştir. Sıhhatli yaşlanma ile ilgili bademin işe yaraması için uzun bir vakit gerekebilir. Ancak bademin cilt sıhhati açısından gücünü önem vermek gerekir.

Netice Olarak

Cilt bakımı, sadece doğru ürünleri uygulamakla alakalı değildir. Her ne kadar cilt üzerine uyguladığınız şeyler ehemmiyetli olsa da hayat tarzı etkenleri de ehemmiyetlidir. Başka bir deyişle stres düzeyleriniz, hareket alışkanlıklarınız ve yediklerinizin tümü cildiniz üzerinde ehemmiyetli bir tesire sahiptir. Bunlara öncelik verirseniz içten dışa ışıldarsınız.

Serum kullanmadan cildi parlak hale getirmenin az bilinen 3 yolu yazısı ilk önce Ayşe Tolga İyi Hayat üzerinde ortaya çıktı.

Bu içeriği paylaş