Büyük ilgi gören ürünlerin ve cilt bakımındaki trendlerin daimi olarak ortaya çıkması daha pürüzsüz, ışıltılı ve daha genç görünen bir cilt için katiyen bitmeyen arayıştan kaynaklanıyor. Ergenlik dönemindeki sivilcelerden stres vakiti çıkan sivilcelere, güneşin verdiği zararlara ve yetişkinlikte görülen yaşlanmanın ilk belirtilerine kadar kendinizi her zaman sıhhatli görünen bir yüze sahip olmak için mücadele verirken bulursunuz. İzlediğiniz rutin ile ilgili özenli olmanız cildinizin pürüzsüzlüğünü savunmanıza yardımcı olacaktır, ancak cilt bakımındaki hedeflerinizin başarılı veyahut başarısız olmasına tesir edecek pek çok etmen bulunuyor. Bilhassa de cildinizin günlük hayattaki stres faktörlerinden kötü etkilendiğini düşünürsek vaziyet bu şekildedir.
Cildin pürüzlü olmasının nedenleri nelerdir?
Cildinizin sıhhati kirlilik, stres ve güneşin verdiği zararlar gibi çeşitli faktörlerden etkilenir ve bu faktörler giderek cildin görünümünü bozar ve pürüzlü olmaya, kırışıklıklara, yaşlılık kirlerine ve sarkmaya daha eğilimli hale getirir. Egzama, balık pulu hastalığı, tavuk cildi meselesi ve sedef hastalığı gibi genetik rahatsızlıklarla uğraşan kişilerle beraber düşük nemli kuru abuhavalarda yaşayan kişiler, kuru ve pürüzlü cilde sahip olma konusunda daha duyarlılardır.
Yaşı daha ileri olan kadınlarda ise menopoz öncesi dönemde ve menopozda vücutta olan kimyevi ve hormonal farklıklar cildin pürüzsüzlüğünü tamamiyle kaybetmesine sebep olabilir. Aslında normal yaşlanma süreci cildinizin sıhhati üzerinde büyük bir rol oynamaktadır. Yaşlandıkça vücudumuz ihtiyaç duyulan maddeleri gittikçe daha az üretir. Kolajen proteini, cilde sıkılık ve destek sağlar. Ancak menopoza girilecek yaşa gelinene kadar kolajenlerin takriben yüzde 45’i kaybedilir.
Cildin dokusunda ve görünümünün zarar görmesinde ölü ve keratinize olmuş cilt hücrelerinin birikmesi ve tekrarlayan tahriş de rol oynamaktadır. Bununla birlikte cildin pürüzlü ve kuru görünmesinin en ehemmiyetli nedenlerinden bir tanesi cildin nemsiz ve susuz olması olarak karşımıza çıkar.
Cildin en üst tabakasında seramidler, kolesterol ve yağ asitlerinden oluşan bir madde içinde gömülü olan ölü cilt hücrelerini bulunduran stratum corneum (ölü hücre tabakası) bulunmaktadır. Bu ehemmiyetli maddeler cildi nemli tutmaya ve etkin bir bariyer sağlamaya yardımcı olan tüm yağ (lipitler) türleridir.
Cilt dokusu nasıl düzeltilir?
Yetişkinlerin, gençlik dönemlerindeki sıkı ve mükemmel tenlerini geri kazanmaları her vakit olası olmasa da bu, güzel bir şekilde yaşlanma arayışınızdan vazgeçmeniz gerektiği mananına gelmez. Her açıdan kusursuz bir cilt için aşağıda tekliflen ipuçlarını uygulayabilirsiniz.
Daha iyi bir cilt için beslenme düzeninizi iyileştirin
Abur cubur yiyeceklerin sıhhatiniz için iyi olmadığını zati biliyorsunuz. Ancak bu lezzetli atıştırmalıkları bırakmanız için daha fazla nedene ihtiyacınız varsa bir de şunu dinleyin: İşlenmiş yiyecekler, içki ve arıtılmış edilmiş karbonhidratlar iyi bakterilerin yok olmasına kapı aralar ve bağırsaklarınızdaki mikrobiyomda balanssızlık yaratır. Bu ise inflamasyona kapı aralayarak cildinizde de kendisini gösterebilir.
Cildinizin serbest köktenlerin verdiği hasara karşı savunmasını güçlendirmek için abur cuburlar yerine daha fazla mineral ve vitamin almak için beslenme düzeninize çilek ve diğer açık renkli meyve ve sebzeleri ilave edin. Balık da pürüzsüz ve parlak bir cilt için ehemmiyetli olan omega-3 yaş asitleri itibariyle zengin bir kaynaktır.
A ve C vitaminleri ile çinko, cildin onarımı ve sıhhati ile ilgili bitirici bir role sahiptir. A ve C vitaminleri çoğu meyve ve sebzede bulurken çinko ise süt ve kümes hayvanları ürünlerinde, baklagillerde, kırmızı ette ve de bitter çikolatada bulunur.
Yeteri kadar uyuduğunuzdan emin olun
Bilhassa de vücudunuzun dinlenmesine ve günlük koşuşturmadan kurtulmasına müsaade etmediğiniz vakit stres cildinize zarar verebilir. Vücudunuz siz uyurken kendisini onarır ve günlük stresten kurtarır. Bu yüzden yeteri kadar kaliteli uyku uyumamak cildin erken yaşlanmasına kapı aralayabilir.
Yorgunluk çeken kişilerin ciltleri genelde çökük, kuru veyahut solgun görünür. Diğer yandan dinlenen kişilerin ise gözlerinin altında ve gözyaşı oluklarında daha az çöküklük olur ve ciltleri daha dolgun ve taze görünür. Bu yüzden güzellik uykusunu önceliğiniz haline getirmenizin vakiti geldi. Cildinizi ve vücudunuzu yenilemek için her gece 7-8 saat kaliteli bir şekilde uyuyun.
Düzenli egzersiz yaparak ter atın
Halihazırda yeteri kadar sebze yiyor ve kaliteli uyuyor olsanız da daha sıhhatli bir hayat tarzı ve daha pürüzsüz bir cilt için rutininize düzenli egzersizi de ilave etmeniz gerekir. Egzersiz, yüzünüzdeki damarlara daha fazla kan pompalanmasını sağlayarak yüzdeki ciltte daha fazla mikro besin olmasını ve derinin iyileştirici özellikler kazanmasını sağlar. Bununla beraber inflamasyonu azaltmaya, cilt için ehemmiyetli olan hormonları tertip etmeye ve serbest köktenlerin verdiği zararı önlemeye yardımcı olur. Ayrı olarak terlemek, gözenekleri ciltte biriken şeylerden arındırmanın mükemmel bir yoludur.
Temizlik ve peeling’e ehemmiyet verin
Cildi temizlemek ve hafif bir şekilde soymak, cilt yüzeyindeki ölü cilt hücrelerini kaldırarak ve ışığın ciltten yansımasını sağlayarak cilde daha pürüzsüz ve daha parlak bir görünüm sağlayabilir. Cilt tipinize göre iki evreli cilt temizliği ile cildinizi aşırı yıkama ve kurutma rizikosu olmadan gözenekleri tıkayan tüm kir, yağ ve makyaj kalıntılarını temizleyebilirsiniz.
Soyma işlemi ise kimyevi veyahut mekanik olarak gerçekleştirilebilir. Scrub ve peeling cilt bakımınıza halihazırda dahil olabilir, ancak vücudunuzun en çok yıpranan bölümleri olan eller ile ayakları gözden kaçırmamanız gerekir. Nemlendirici ve antioksidan itibariyle zengin muhtevalara sahip hafif aşındırıcı scrublar pürüzler, şişlikler ve nasırlara eğilimli olan bacaklar ile ayakları yumuşatmaya yardımcı olabilir. Cildiniz mikro yaralara eğilimli hassas bir ciltse glikolik asit bulunduran bir duş jeli kullanabilirsiniz.
Yüzünüz için ise dudaklarınızı ılık su ve diş fırçası ile nazik bir şekilde fırçalamak dudakların pul pul görünmesini ve çatlamasını önleyecek ve ölü cilt hücrelerini yol edecektir. Daha fazla peeling yapmak istiyorsanız dudak nemlendiricinizi ya da rujunuzu sürmeden önce nazik bir dudak peelingi kullanabilirsiniz. Yüzünüzün kalanı için ise salisilik, laktik ve glikolik asitler gibi soyucu asitler kullanabilirsiniz. Bunlar ölü cilt hücrelerini cildin yüzeyine bağlayan yapıştırıcıya benzer maddeyi çözdükleri için cildin dış tabakalarını yenilemek konusunda çok iyilerdir.
Daha derin bir soyma işlemi için dermatoloğunuzun gerçekleştireceği şu rehabilitasyonlardan faydalanabilirsiniz:
- Kimyasal peeling rehabilitasyonu: Bu peeling rehabilitasyonu yaşlılık kirlerinin, kusurların, ince çizgilerin ve kırışıklıkların ve orta düzeydeki yara izlerinin görünümü azaltırken cildin sıkılaşmasına, güçlenmesine ve aydınlanmasına yardımcı olur. Retin-A ya da glikolik asit gibi kimyasal bir peeling kremiyle birlikte hafif bir kimyasal soyma mükemmel bir şekilde çalışır. Hem de bunu mikrodermabrazyon ile dönüşümlü olarak yapmak daha da iyi sonuçlar verebilir.
- Mikrodermabrazyon ve Dermabrazyon: Mikrodermabrazyon, ince uçlu bir aletle ya da soyucu parçacıklardan oluşan aşındırıcı bir spreyle yüz, boyun, el ve vücuda uygulanan bir prosedür olmaktadır. Dermabrazyon ise daha derin ve daha kuvvetli bir cilt yenileme tekniği olduğu için her cilt tipine yönelik olarak her vakit önerilmemektedir. Her iki rehabilitasyon de cildin üst tabakasını kaldırarak hücre yenilenmesini teşvik ederek işe fayda.
- Lazerle cilt yenileme: Bu prosedürde konsantre ışık demetleriyle cildin tonu, dokusu ve ince çizgiler ile kırışıklıklar düzeltilir. Lazerle cilt yenileme bu arada kızarıklık ve pigmentasyon rehabilitasyonunda, kolajen imalatını teşvik etmede ve istenmeyen kıllar ile yara izlerini giderme ile ilgili da tesirlidir. Ancak bu rehabilitasyon için donanımlı ve kaliteli bir uzman ve iyi bir lazer seçenek edin. Bu prosedürler seriler halinde gerçekleştirildiği vakit oldukça tesirli bir şekilde çalışmaktadır. Ancak bu rehabilitasyon sert ve rizikolu olabileceğinden hiperpigmentasyon, yara veyahut yüzde beyazlık ve parlaklık gibi şeylere kapı aralayabilir. Bu yüzden tek seferde yapılıp bitecek bir tedavi beklememelisiniz.
Doğru nemlendiricilerle cildin nemini arttırın
Cildiniz ister kuru ister yağlı olsun, cildinizin sebum imalatını dengelemek, pullanmayı ve kurulukları önlemek ve kaybedilen nemi tekrar kazandırmak için nemlendirmek önemlidir. Losyonlar ile kremler, ölü cilt hücrelerinin bir bölümünü doldurabilen ve cilt yüzeyine yağlı bir tabaka ilave ederek daha pürüzsüz bir doku hissi sağlayan yağlı ürünlerdir. Bunlara aktif bileşenler ilave ederek daha etkili hale getirebilirsiniz. Losyonlarınızı ya da kremlerinizi bir baz olarak ya da retinoid, büyüme faktörü, C vitamini ya da alfa/beta hidroksi asitler gibi daha aktif bileşenler için bir araç olarak düşünebilirsiniz.
Doğru muhtevaları seçmek için cilt tipinize ve hassasiyetinize dikkat faktörüz çok önemlidir. Yeni bir ürün tecrübeden önce sivilce, kahverengi lekeler ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarına uygulama yapıp yapmayacağınızı bilmeniz de ehemmiyetlidir. Zira yanlış bir nemlendirici seçmeniz halinde cildiniz daha kötü hale gelebilir. Bu yüzden hyaluronik asit, gliserin ve seramidler gibi hafif nemlendiriciler seçenek faktörüz daha rizikosuz olabilir. En iyi sonuçlar için cildiniz nemliyken (veyahut duştan çıktıktan sonra üç dakika içinde) losyonunuzu veyahut nemlendiricinizi uygulayarak suyu tutun ve hemen peşinden nemi hapsetmek için yüz veyahut vücut yağı uygulayın.
Cildinizi içeriden nemlendirin
Cildinizi içeriden nemlendirmek, vücudunuzdaki zehirli maddelerin atılmasına yardımcı olmakla beraber daha çok su içtikçe hücrelerin suyu o kadar fazla olur ve dolgun hale gelirler. Bu şekilde hücrelerin içindeki metabolik süreçler en randımanlı halinde çalışabilir. Günde en az sekiz ila on bardak su içmeniz ve en az beş porsiyon meyve ve/veya sebze yemeniz, cildinizin sıhhatli kalması için tüm bu mikro besinler ile oksidanları alması için ehemmiyetlidir. Her renkte meyve yemeyi unutmayın; elma, portakal, muz, kivi, yaban mersini ve üzüm!
Güneşten uzak durun
UV ışınımının cilt için kötü olduğunu biliyoruz. Hem de yaşlı hastalarda cilt hasarlarının çoğu ömür boyu savunmasız bir şekilde güneşe maruz kalmaktan kaynaklanır. Hayatımız süresince maruz kaldığımız kronik güneş hasarı, cildimizin bağ dokularını oluşturan kolajen ve elastini yok etme gibi birikimli bir etkiye sahiptir.
İster sahilde içeceğinizi yudumlayın isterseniz kapalı mekanda olun, geniş spektrumlu güneş savunması kullanmanız önemlidir. Bilhassa de UV ışınlarının yüzde 80’inin bulutlardan geçerek camlardan geçebildiğini düşünürsek güneş savunucu kullanmanız gerekir. Kışın ise güneş ışınları karın üzerine yansıyıp geri gelerek cildinize iki defa vurabilir.
Günlük kullanımda cildiniz için hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı yeteri kadar savunma sağlamak için geniş spektrumlu bir SPF 30 savunma tercih edin. Dışarıda uzun müddet zaman geçirecekseniz SPF 50 ya da daha üzeri savunmalar tercih edebilirsiniz.
Pürüzsüz Bir Cilt için 7 Dermatolog Teklifi yazısı ilk önce Ayşe Tolga İyi Yaşam üzerinde ortaya çıktı.
Türkçe makale özgünleştirme tarafından yapılmıştır.
Önemli
Blog içerisinde yer alan tüm içerikler bilgilendirme amaçlıdır. İlaç veya ürün tavsiyesi değildir. Yaşadığınız hastalıklarla ilgili doktorunuza danışmadan herhangi bir ilaç veya ürün kullanmayınız!