Öğrenciler için en iyi 20 hafıza tekniği 2021
  • 24 Mart 2021
  • 363

Başarılı bir talebe, belleği nasıl kullanacağını bilmelidir.

Elbette bellek, öğrenmek demek değildir.

Öğrendiklerinizin depolandığı yerdir. Öğrenimin kalıcılığı ise belleği doğru depolamak ve kullanmaktan geçer.

Talebeler için hazırladığım ve müracaat edenlerimin birçoğunun kullanıp şahane sonuçlar aldığı en iyi 20 bellek tekniğini sizlerle paylaşıyorum.

1. Resimler

İnsan beyni görüntüleri kelimelerden daha hızlı işler.

Aslında beynimizin işlediği bilgilerin %90’ı görseldir. Ayrı olarak görsel bilgileri kelimelerden 60.000 kat daha hızlı işliyoruz.

Bu yüzden resimleri kelimelerden daha iyi anımsamamız şaşırtıcı değil.

Kelimeleri veya denklemleri, görüntülere dönüştürmek tesirli bir ezberleme tekniğidir.

Bir bilgiyi, görüntüye dönüştürmek istediğinizde rastgele bir resim değil saçma, komik veya mübalağalı yapmaya çalışın.

Görüntü ne kadar komikse, anımsaması o kadar kolay olacaktır.

Sözgelişi, katyonların pozitif yüklü iyonlar ve anyonların negatif yüklü iyonlar olduğunu anımsamak için şunları yapabilirsiniz…

  • Bir kedi hayal edin ve pembe patilerini düşünün. “Patiler” size “pozitif” i anımsadır, bu yüzden katyonlar pozitif olarak yüklenir.
  • “Anyon”, “soğan” gibidir ve soğan sizi ağlatabilir. Ağlama çoğunlukla negatif bir olay olarak kabul edilir, bu yüzden anyonlar negatif olarak yüklenir.

Resimleri kullanmak kuvvetli bir bellek tekniğidir, zira genel olarak, çalışmaya daha az vakit harcarken daha fazla bilgiyi gizlemenizi sağlarlar.

2. Kısaltmalar ve Hatırladıcılar

Kısaltmalar ve hatırladıcılar da öğrenciler için faydalı hafıza teknikleridir.

Sözgelimi, PÜÇBEÇ, matematikte işlem sırasını anımsamak için kullanılan bir kısaltmadır:

  • Ayraç
  • Üsler
  • Çarpma işlemi
  • Bölme 
  • Ekleme (Toplama)
  • Çıkarma

3. Bir Hikaye Oluşturun

Bir başka tesirli hafıza tekniği, ezberlemeye çalıştığınız gerçekler çevreninde bir hikâye oluşturmaktır. Kendinizi de hikâyenin kahramanı yapabilirsiniz.

4. Bilgileri Zati İyi Bildiğiniz Bir Şeye Bağlayın

Araştırmalar yeni bir şeyi zati bildiğiniz bir şeye bağlayabilirseniz, öğrenmenin daha kolay olduğunu gösteriyor.

İşte bir örnek:

Diyelim ki Antik Roma ile ilgili bir şeyler öğreniyorsunuz ve Antik Yunan hakkında zaten çok şey biliyorsunuz. Bunu belirterek iki bilgi alanını birbirine bağlayabilirsiniz;

  • Hem Yunanlılar hem de Romalılar, ekonomilerinin ehemmiyetli bir parçası olarak tarıma güveniyorlardı.
  • Yunanlılar nihayetinde demokrasi ile yönetilirken, Romalılar  demokrasi, monarşi ve oligarşi karışımı ile yönetildi.
  • Romalılar fethederken Yunanlılar sömürgeleşti.
  • Yunanlılar Yunanca, Romalılar ise Latince konuşuyordu.

Bu irtibatları kurarak, Antik Roma hakkında öğrendiğiniz bilgilerin daha fazlasını gizleyeceksiniz. İlişkilendirme tamamiyle size has olursa bilgiler o kadar kalıcı olur.

5. Değişik Yerlerde Çalışın

Bir hayli insan size tüm çalışmanızı tek bir yerde yapmanızı söyleyecektir.

Buradaki fikir, öğrenmeyi o tek yerle ilişkilendirdiğiniz için, daha tesirli çalışmanızı sağlayacak olmasıdır.

Ancak araştırmalar bunun her zaman böyle olmadığını gösteriyor.

Aynı materyali değişik ortamlarda incelemek beyni materyalle ansızın fazla ilişki kurmaya zorlar. Başka bir söylemle, değişik ortamlar, yeni malzemeyi “asabileceğiniz” daha fazla “zihni iskele” yaratır.

Bu tesirden istifade etmek için çalışma ortamınızı değiştirmeyi deneyin. Çalışmalarınızın bir bölümünü hanede, bazılarını okulda ve bazılarını kütüphanede yapın.

Ancak bu tekniğin işe yaraması için aynı materyali değişik yerlerde incelemeniz gerektiğini unutmayın.

6. Zorlayıcı Bir Şey Öğrendikten Sonra Uyuyun

Muhtemelen yeterince uyumamanın belleğinizi negatif etkileyeceğini biliyorsunuzdur.

Fakat bir çalışma temposundan kısa bir müddet sonra uyumanın, az önce çalıştığınız materyali anımsamanızı güçlendireceğini biliyor muydunuz?

Araştırmalar, bir öğrenme seansından birkaç saat sonra uyuyan öğrencilerin öğrendiklerini daha iyi anımsayabildiklerini gösteriyor.

Bu nedenle, bilhassa zorlayıcı bir şey öğrenmeniz gerekiyorsa, uyumadan birkaç saat önce netlikle tekrar yapın.

7. Bilgileri Kaydetmeye Çalışmadan Önce Yürüyüşe Çıkın

Egzersiz hem vücudunuz hem de beyniniz için bir mucizedir.

James T. Haynes tarafından yürütülen bir çalışmada; öğrenme teşebbüsünden önce 15 dakika süresince bir koşu bandında yürüyen katılımcılar ellerindeki bilgileri daha tez anımsadılar.

Bu hafıza tekniğinden faydalanmak için, bir dersin kaydını dinlemeden, bilgi kartları çalışmadan veya tanımları veya denklemleri öğrenmeye çalışmadan önce kısa bir yürüyüşe çıkın.

8. Bilgileri Yüksek Sesle Söyleyin

Bu teknik, Waterloo Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya dayanmaktadır.

Araştırma, yalnızca suskunca okuduğumuz bilgilere mukayese et, kendimize yüksek sesle okuduğumuz bilgileri anımsama ihtimalimizin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu fenomen, araştırmacıların “imalat tesiri” dediği şeye dayanmaktadır.

Bu etkinin izahı, yüksek sesle okunan kelimelerin beynimiz için suskunca söylenen kelimelerden daha ayırt edici olmasıdır. Bu ayırt edilebilirlik, hafızamızdaki bilgileri kodlama sürecine yardımcı olur.

Bu nedenle, belirli bir bilgiyi kalıcı olarak hafızanıza depolamak istediğinizde, onu yüksek sesle okuyun.

9. Hafızanıza Kaydetmeye Çalışmadan Önce Bilgileri Tam Olarak Anlayın

Öğrencilerin yaptığı yaygın bir hata, bilgiyi anlamadan kaydetmeye çalışmaktır.

Bu tür ezberci öğrenme ne yazık ki işe yaramıyor. Bu bir öğrenme değil. 

Ezberci öğrenmeyi kullandığınızda muhtevası ezberlemek zordur. Bunun nedeni, bir konuyu anlamadığınız zaman, yeni bilgileri asmak için herhangi bir zihinsel “sabitleme” ye sahip olmayacağınızdır.

Bu, önceden söz ettiğim bir kavram olan “zihinsel iskele” fikrine geri dönüyor.

Bir örneğe bakalım:

Birinci Dünya Savaşı’nın tetikleyicisi, Franz Ferdinand’ın 19 yaşında olan Gavrilo Princip isimli bir kişi tarafından öldürülmesiydi. Size öğretilmek istenen bu olabilir. 

Bu bilgiyi kendi başına ezberlemeye çalışabilirsin. Kişileri tanımadan olaylar ile ilgili fikir sahibi olmadan bu bilgi uçar gider. 

Oysa bunun içinde barındırdığı bir hayli gerçek var. 

Bu ek gerçekler, özgün gerçeği bağlama oturtuyor. Böylelikle size özgün gerçeği asmanız için “mandallar” vermiş oluyor.

İşte başka bir örnek:

Pisagor teoremini öğrenmek istediğinizi düşünelim; Dik üçgende hipotenüsün karesi diğer iki tarafın karelerinin toplamına eşittir.

Tüm öğrendiğiniz buysa, teoremi ezberlemek zor olacaktır.

Çizin üçgeni, tüm kenarları tanıyın. Ve bakın sahiden bu teorem işe yarıyor mu? Öğrendiğinizi sorgulayın kendiniz uygulayın.

10. Öğrendiklerinizi Başkalarına Öğretin

İnsanlar öğrendiklerini, başkalarına öğrettiklerinde hafızada ciddi bir yer ediyor.

Başka bir deyişle tesirli bir hafıza tekniği, başkalarına öğrendiklerinizi öğretmektir.

Bunu yapmak, bilgiyi kavrayışınızı ve hafızanız de tutmanızı kolaylaştıracaktır.

Bilginin paylaşılması ve stoklanmaması gerektiğini fark etmeye başlayacaksınız, bu da çalışma motivasyonunuzu arttıracaktır.

11. Renkleri Kullanın

Renkler dikkatimizi çeker. Dahası, bir tür zihinsel kısaltma işlevi görürler.

Renkler, incelediğiniz materyale bağlam verir ve onu daha randımanlı bir şekilde işlemenize yardımcı olur.

Daha önce de belirtildiği gibi, beyin görsel girdileri (renkler gibi) metinden 60.000 kat daha hızlı işler.

Bu, bilgileri renkle kodladığınızda, beyninizin siz sahiden çalışmadan önce bilgileri işlemesine müsaade ettiği mananına gelir.

Renklerle daha iyi öğrenmenize yardımcı olmak için bir takım ipuçları:

  • Renk kodu, not alırken değil not aldıktan sonra. (Bunun nedeni, not alırken renk kodlamasının çalışma seansınızın akışını kesintiye uğratmasıdır ve nihayetinde aşırıya kaçabilirsiniz.)
  • Fosforlu kalemler, çok renkli kalemler ve çok renkli yapışkan notlar kullanın.

Tüm konularınızda meblağlı bir renk kodu kullanın.

Sözgelişi; şöyle bir sistem kullanmaya karar verebilirsiniz:

  • Mavi = anahtar gerçek
  • Yeşil = anahtar izah
  • Kırmızı = anahtar örnek

Veya aşağıdaki gibi alt konular için renk kodlarını kullanabilirsiniz:

  • Mavi = 2.Dünya Savaşı’nın ana nedenleri
  • Yeşil = 2.Dünya Savaşı’nın ana olayları
  • Sarı = 2.Dünya Savaşı’nın ana neticeleri

Bir ikaz: Renkleri çalışma yardımı olarak kullanırken aşırıya kaçmayın. Çalışma kağıdınız çok fazla renkli veya vurgulanmışsa, kafanız karışabilir.

12. Ezberlemek İstediğiniz Bilgileri Yazın

Yeni bilgileri dinledikten veya okuduktan sonraki iki gün içinde bunların unutulma ihtimallerinin çok yüksek (%60 – %70) olduğuna değin araştırmalar mevcut.

Ancak bilgiyi yazarsak, anımsamamızı ehemmiyetli ölçüde destekler.

Yazma eylemi yeni bilgiyi değerlendirmeyi ve sınıflandırmayı doğurur.

Bu süreç hafızamızdaki yeni bilgileri pekiştirmeye yardımcı olur.

Elbette ders kitaplarınızdaki tüm bilgileri yazmanız . Bu çok fazla zaman alır.

Bu yüzden sadece temel bilgileri, denklemleri, tanımları vb. yazın.

13. Tablolar Ve Diyagramlar Çizin

Bu teknik “zihinsel yapı iskelesi” oluşturmaya yardımcı olur. Beyninizde yeni bilgileri daha kolay depolamanızı sağlar.

Daha fazla zihinsel yapı ilave etmenin bir başka yolu, yeni bilgileri tablolar, diyagramlar ve zihin haritaları şeklinde sunmaktır.

Sözgelimi, karbon döngüsünü izah etmek için kolay bir şema çizebilirsiniz.

Veyahut kuşların ve yarasaların özelliklerini karşılaştırmak için bir Venn diyagramı çizebilirsiniz.

Veya İkinci Dünya Savaşı’nın nedenlerini izah etmek için bir zihin haritası çizebilirsiniz.

Tabloları, diyagramları ve zihin haritalarını kullanarak, metin parçalarını ezberlemeye çalışmanıza kıyasla, kavramları daha hızlı anımsadığınızı göreceksiniz.

14. Kafiyeli Sayı-Sözcük (Kss) Sistemi

Bir öğe listesini öğrenmek için bu tekniği kullanabilirsiniz.

Kafiyeli sayı-sözcük sisteminde, her sayı kendisiyle kafiyeli bir isme bağlıdır.

Sözgelimi:

  • = fert
  • = çelişki
  • = çekingen
  • = dörtlük
  • = beşik
  • = alık
  • = yemiş
  • = sekmek
  • = domuz

15. Lokus (Loci) Yolu

Efsaneye göre, Yunan şair Simonides, “hafıza sarayı” olarak da bilinen loci yolunu buluş etti.

Simonides, bina aniden çöktüğünde bir yemek ziyafetine katılmıştı. Tek kurtulan reydi.

Cesetler tanınmayacak kadar ezildi. Ancak Simonides, her kişinin nerede oturduğunu anımsayarak cesetleri teşhis edebildi.

Daha sonra bu tekniğin (bilgiyi yerlerle (lokuslarla) ilişkilendirme) her tür bilgiyi hafızaya kazımak için kullanılabileceğini fark etti.

İşte tekniğin nasıl kullanılacağı:

Diyelim ki ezberlemek istediğiniz 10 market ürünü listeniz var:

  • Muz
  • Süt
  • Yağ
  • Balık
  • Brokoli
  • Yer fıstığı
  • Elma
  • Tuz
  • Yumurta
  • Kahve

Hanenizin ön kapısını açtığınızı ve kapı kolunun aslında bir muz olduğunu fark ettiğinizi hayal edin.

O zaman, kapıyı açtığınızda, haneden bir süt şelalesi aktığını düşünün.

Koridordan mutfağa doğru yürüyorsunuz ve mutfak masasının yağ kaplı olduğunu görüyorsunuz.

Sonra mutfak lavabosunda büyük bir balık görüyorsunuz.

Sonra, pencereden bakarsınız ve bahçenizde büyüyen mor brokoliler olduğunu görürsünüz.

Ve bunun gibi listedekileri bir yerlere koyarak bir metin oluşturabilirsiniz.

Bir sunumda ele almak istediğiniz noktaları veya bitirmeniz şart olan görevleri anımsamak için loci yolunu kullanabilirsiniz.

16. Aktif Anımsama

Aktif anımsama, pasif anımsamadan ve sizin alıştığınız anlık öğrenmeden büyük ölçüde farklıdır.

Pasif anımsamada, materyali pasif bir şekilde öğrenirsiniz, sözgelişi notları okumak, bir dersin ses kaydını dinlemek, bir konu ile ilgili video izlemek…

Aktif anımsamada,  aksine bilgiyi geri alma alıştırması yaparsınız.

Bunu, materyalle alakalı sualleri cevaplayarak veya testler yaparak yapabilirsiniz. Başka bir deyişle öğrendiklerinizi kendinize sualler yoluyla anımsadır ve tekrar edersiniz.

Pasif anımsama, öğrenmenin ihtiyaç duyulan bir parçasıdır, ancak öğrenmenizin çoğunun aktif anımsamadan oluşmasını tavsiye ederim.

17. Bilgi Kartları

Bilgi kartları, popüler bir çalışma aracıdır.

Zati kelime kartı kullanıyorsanız, bunları doğru şekilde mi kullanıyorsunuz?

İşte bilgi kartlarından en iyi şekilde istifade etmek için bir teknik:

  • Kartın önüne öğrenmek istediğiniz denklemin terimini, kavramını, kelimesini veya ismini yazın.
  • Kartın arkasına, sol üst köşeye izahı, tanımı veya tam denklemi yazın. Olası olduğunca kendi kelimelerinizi kullanın.
  • Sağ üst köşeye terimin ait olduğu kategori veya konuyu yazın. Bir kelime ise, kelime türünü yazabilirsiniz. Mesela: isim, fiil, sıfat. Tarihte bir kavram veya olay ise, ait olduğu konuyu veya üst düzey kategoriyi yazabilirsiniz.
  • Sol alt köşeye, terimi içeren bir tümce veya örnek yazın.
  • Sağ alt köşede terimi temsil eden bir resim, şema veya grafik çizin.

Yukarıda listelenen adımların tamamı her vaziyette geçerli olmayacaktır.

Ancak olası olduğunca çok adımı uygulamak iyidir zira bu öğrenmenizi hem eğlenceli hale getirecek hem de kolaylaştıracak.

18. Bilgileri Daha Akılda Kalıcı Hale Getirmek İçin Parçalama Tekniğini Kullanın

Parçalama, bir konuyu alt konulara veya bir öğe listesini daha küçük öğe gruplarına ayırdığınız bir hafıza tekniğidir.

Parçalama, bilgilerin anımsanmasını kolaylaştırır.

İşte basit bir örnek:

Aşağıdaki öğeleri içeren bir alışveriş listeniz olduğunu düşünelim;

  • Mısır
  • Brokoli
  • Sıvı  yağ
  • Salatalık
  • Ketçap
  • Karpuz
  • Un
  • Pirinç
  • Hindistan cevizi sütü

Bu listeyi renge göre dört alt listeye ayırabilirsiniz:

Sarı öğeler

  • Mısır
  • Sıvı yağı

Kırmızı öğeler

  • Kırmızı biber
  • Ketçap

Beyaz öğeler

  • Un
  • Pirinç
  • Hindistan cevizi sütü

Yeşil öğeler

  • Salatalık
  • Brokoli

Renklerine göre tertip ettiği için alışveriş listenizdeki öğeleri anımsamanız çok daha kolay olacaktır.

19. Mümkün Olduğunca Çok Duyunuzu Kullanın

Sizi birkaç sene önce başka bir yere götüren bir koku veyahut şarkı duydunuz mu?

Öyleyse, hatıraları kodlama şeklimizde duyularınızın ehemmiyetli bir rol oynadığını anlayacaksınız.

Dokunma, görme ve ses gibi duyusal uyaranların öğrenmeye yardımcı olabileceği fikri, tanınmış “Montessori” metodunun temelidir.

Öğrenme sürecine ne kadar çok duyu yüklerseniz, bilgiyi o kadar iyi anımsarsınız.

Örneğin; temel kavramları özetlemek için resimler ve grafikler kullanabilirsiniz.

Ek olarak, hafızanızı geliştirmek için çeşitli uygulamalı öğrenme biçimlerini de tecrübe edebilirsiniz (model oluşturma gibi).

20. Aralıklı Tekrar

Aralıklı tekrarlarda, öğrenciler aynı bilgileri zaman içinde artan aralıklarla gözden geçirirler.

Araştırmalar, aralıklı tekrarlamanın “peş peşe tekrara” kıyasla daha fazla bilginin, uzun süreli hafızaya kodlanmasına kapı araladığını göstermiştir.

Bu tekniği uygulamak için, aynı bilgiyi zaman içinde uzayan aralıklarla çalışmayı deneyin.

Örneğin, yeni bilgileri öğrendikten sonraki bir gün içinde ilk gözden geçirmeyi yapabilirsiniz, hemen peşinden sonraki gözden geçirme üç gün sonra, ardından bir hafta sonra, ardından üç hafta sonra vb. olabilir.

Bu can sıkıcı gelebilir ancak uzun vadede size birçok saat kazandıracak!

Bu yazıda öğrencilerin kullanması için birçok hafıza tekniğini paylaştım.

Hepsini aynı anda kullanmanızı önermem. 

Çok fazla var!

Listeyi bir defa daha gözden geçirmenizi ve sizin için en faydalı olacağını düşündüğünüz 2 ila 3 tekniği seçmenizi tavsiye ederim.

Birkaç hafta boyunca bu 2 ila 3 tekniği meblağlı bir şekilde kullandıktan sonra, listeye geri dönün ve uygulamak için yeni teknikler deneyin.

Giderek, bilgileri anımsama becerinizde büyük bir gelişme göreceğinize eminim. Ve eminim ki daha kendinden emin ve bilgilerinize güveniyor olacaksınız.

Öğrenciler için en iyi 20 hafıza tekniği yazısı ilk önce Ayşe Tolga İyi Hayat üzerinde ortaya çıktı.

Türkçe makale özgünleştirme tarafından yapılmıştır.

Bu içeriği paylaş